NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَبُو
كَامِلٍ
حَدَّثَنَا
أَبُو عَوَانَةَ
عَنْ أَبِي
بِشْرٍ
حَدَّثَنِي
نَفَرٌ مِنْ
أَهْلِ
الْبَصْرَةِ
عَنْ أَبِي
بَرْزَةَ
الْأَسْلَمِيِّ
أَنَّ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ لَمْ
يُصَلِّ
عَلَى
مَاعِزِ بْنِ
مَالِكٍ وَلَمْ
يَنْهَ عَنْ
الصَّلَاةِ
عَلَيْهِ
Ebû Berze el-Eslemi'den demiştir
ki:
Rasûlullah (s.a.v.) Maiz
b. Malik'in cenaze namazını kılmamış ve (fakat başkalarını) o'nun cenaze
namazını kılmaktan nehyetmemiştir.
İzah:
Buhari, ahkâm, talak,
hudud; Müslim, hudud; Ebû Dâvûd, hudud; Tirmizî, hudud; Nesaî, cenâiz; Ahmed b.
Hanbel II- 453; III- 323.
Bu hadis-i şerifte, Hz.
Nebiin huzuruna gelerek zina ettiğini itiraf eden Maiz'in cenaze namazını
kılmadığı ifade edilirken, Müslim ile Buhari'nin bazı rivayetlerinde[Müslim,
hudud; Buhari, hudud] Hz. Nebiin Maiz'in cenaze namazını kılıp kılmadığı
hususunda bir açıklama bulunmamaktadır.
Buhari'nin rivayet
ettiği bir hadis-i şerifte[Buhari, hudud] ise, Hz. Nebiin Maiz'in cenaze
namazını kıldığı ve onun hakkında hayır dua ettiği ifade ediliyor. Hafız İbn
Hacer'in de açıkladığı gibi, her ne kadar Mahmud b. Gay-lan'ın Abdürrezzak'tan
rivayet ettiği bu hadisi şerifte, Hz. Nebi'in Maiz'in cenaze namazını kıldığı
ifade ediliyorsa da, başta Muhammed b. Yahya ez-Züheylî olmak üzere, pek çok
raviler, bu hadisin tam aksine Hz. Peygamber'in, Maiz'in cenaze namazını
kılmadığım ifade etmektedirler.
Hafız Münzirî'ye göre,
Abdürrezzak'tan bu hadisi sekiz kişi rivayet etmiş, hiç birisi de Hz. Nebi'in
Maiz'in cenaze namazını kıldığından bahsetmemiş, bilakis onun cenaze namazını
kılmadığını nakletmişlerdir.
Menhel yazarının
tesbitine göre* Mahmud b. Gaylan'ın Hz. Peygamber'in Maiz'in cenaze namazını
kıldığına dair rivayet ettiği hadise aykırı olarak rivayette bulunan râvilerin
sayısı, ondan fazladır. Bunların bir kısmı Mahmud b. Gaylan'ın bu rivayetinin
doğru olmadığını açıkça söylemişler, bir kısmı da sükut etmişlerdir.
Beyhakî ise, şöyle der:
"Abdürrezzak'm arkadaşlarının Hz. Peygaber'-in Maiz'in cenaze namazını
kılmadığı hususunda icma etmiş olmaları, bunun aksini ifade eden Mahmud b.
Gaylan'ın rivayet ettiği hadisin hatalı olduğunu gösterir." Ayrıca
ez-Zührî'nin ashabı da Hz. Nebi'in Maiz'-in cenaze namazını kılmadığı hususunda
ittifak etmişlerdir. Her ne kadar bütün bunlar, Mahmud b. Gaylan'ın bu
rivayetinin şaz bir rivayet olduğunu gösterirse, de, usulü hadisde rivayetine
güvenilir bir ravinin rivayet ettiği bir hadis-i şerifte diğer rivayetlere
nisbetle fazla ve onlara aykırı olarak gelen bir rivayetin makbul olduğuna
hükmedilir. Buna göre, sözkonusu hadisin, diğer tariklerden gelen rivayetinde
bulunmayıp da Mahmud b. Gaylan'ın rivayetinde bulunan "Hz. Nebi'in
Maiz'in cenazesini kıldığı" ifadesinin bu rivayet hakkında sükut eden
ravilerin rivayetine tercih edilmesi gerekir. Bu fazlalığa itiraz eden
kimselerin rivayetine gelince, bu hadis-i şerifle onların arasını şu şekilde
te'lif etmek mümkündür: Hz. Nebiin, Maiz'in cenaze namazını kılmadığını ifade
eden hadisler, Maiz'in recmedil-diği günle ilgilidir. Gerçekten o gün, Hz. Nebi
Maiz'in cenaze namazını kilmamıştır.-Hz. Nebi'in Maiz'in cenaze namazını
kıldığından bahseden Mahmud b. Gaylan hadisi ise, Maiz'in recmedildiği günü
takibeden günle ilgilidir. Çünkü Hz. Nebi onun namazını recmedildiğinin ertesi
günü kılmıştır.
Nitekim Abdürrezzak'ın
Ebû Umame b. Sehl b. Hanif'ten rivayet ettiği bir hadisi şerifte, Rasûlü Zîşan
Efendimizin Hz. Maiz recmedildikten bir gün sonra ashabı kirama
"Arkadaşınızın namazını kılın" diye emir buyurduğu ve kendisininde
onun namazını kıldığı ifade edilmektedir.
Eğer bu rivayetlerin
arasını bu şekilde te'lif mümkün olmasa, o zaman Mahmud b. Gaylan'ın rivayetini
diğerlerine tercih etmek gerekir. Çünkü Mahmud b. Gaylan'ın rivayeti sahihtir.
Mevzumuzu teşkil eden
ve Mahmud b. Gaylan'ın rivayetine aykırı düşen hadis ise, isnadında kimliği
meçhul şahıslar bulunduğu için zayıftır.
Müslim'in rivayet
ettiği bir hadisi şerifle[Müslim, hudud] ileride tercümesini sunacağımız 4440
numaralı hadisi şerif de Mahmud b. Gaylan'ın bu rivayetini te-yid etmektedir.
Binaenaleyh, bütün bu rivayetler
Hz. Nebi'in had cezasından ölen bir kimsenin cenaze namazını kıldığını
gösterir. Nitekim İmam Ahmed (r.a) de "Hainliklerinin cezasını çekerek
ölenlerle, intihar ederek ölenlerin dışında Hz. Nebiin cenaze namazını
kılmadığı bir kimse bilmiyoruz" demiştir.
Had cezasından dolayı
Ölen bir kimsenin cenaze namazının kılınıp kılınmayacağı meselesinde fıkıh
âlimlerinin görüşlerini şu şekilde özetleyebiliriz:
İmam Malik ile İmam
Ahmed (r.a); halkın had cezasını gerektiren suçlan işlemeye cesaret edememeleri
için, devlet reisinin ve faziletli kişilerin had cezasından ölen kimselerin
cenaze namazlarını kılmalarının mekruh olduğuna, ancak devlet reisinin ve
faziletli kişilerin dışındakilerin had cezasından ölen kimselerin cenaze
namazlarını kılabileceklerine hükmetmişlerdir.
İmam Ebû Hanife (r.a)
ile taraftarlarına ve İmam Şafiî (r.a)'ye göre, recmedilen bir kimse yıkanır ve
cenaze namazı kılınır. Cumhur ulemanın görüşü de budur. Kâdî Iyaz âlimlerin
tümünün had cezasından ya da recinden dolayı ölen yahut da intihar eden her
müslümanin cenaze namazının kılınacağı görüşünde olduğunu söylemiştir.
Ulemanın bu mevzudaki delilleri "... Yavaş ol yâ Halid! Nefsim elinde olan
zata yemin ederim. Bu kadın öyle bir tevbe etti ki, onu zulmen vergi alan bir
kimse yapsaydı mutlak affedilirdi buyurmuş, sonra kadının getirilmesini
emrederek cenaze namazını kılmış ve kadın defnedilmiş"[Müslim, hudud]
mealindeki hadis-i şeriftir.
Her ne kadar İmam
Zührî, recm cezasıyla cezalandırılan bir kimsenin cenaze namazının kılınamayacağım
söylemişse de, bu mevzuda gelen hadis-i şerifler onun bu görüşünü
reddetmektedirler.